3.
KUŞ KARARI (C-237/91; 16
Aralık 1990)
Dava Konusu ve Divana İntikali
Kazım Kuş adlı
vatandaşımız, Alman uyruklu bir bayanla evlenmek amacıyla
24 Ağustos 1980 tarihinde Federal Almanyaya giderek 16 Nisan 1981
tarihinde sözkonusu kişiyle evlenmiştir. Kuş, 1 Nisan 1982de,
geçerli bir çalışma izniyle çalışmaya
başlamıştır. Kuşa 27 Aralık 1981 tarihinde bir
Alman vatandaşının eşi olması nedeniyle ikamet izni
veren mahalli idare, 6 Ağustos 1984 tarihinde aldığı kararla, adıgeçenin 18 Ekim 1983de eşinden
ayrılmasını gerekçe göstererek, 17 Ağustosta süresi biten
ikamet iznini yenilememiştir.
Kuş, sözkonusu mahalli
idarenin kararına karşı itirazının da reddedilmesi
üzerine Wiesbaden Idare Mahkemesinde dava açmış ve bu mahkeme 23
Mayıs 1985te, mahalli idarenin kararını geçici ve geriye dönük
olarak askıya almış, 30 Ekim 1987 tarihinde de mahalli idarenin
kararını iptal ederek Kuşun ikamet izninin yenilenmesine karar
vermiştir.
Davalı idare, Wiesbaden
Mahkemesinin, vatandaşımızın ikamet izninin yenilenmesi
yolundaki kararının iptali için Hessischer Eyaleti Üst Mahkemesine
başvurmuştur. Üst Mahkeme, Kuşun Alman mevzuatı
uyarınca ikamet izni hakkı bulunmadığı sonucuna
varmakla birlikte adıgeçenin 1/80 sayılı Kararın 6. maddesi
kapsamında hak sahibi olup olmadığının belirlenmesi
için aşağıdaki ön karar sorularını Divana intikal
ettirmiştir:
i. Ulusal Hukuk uyarınca,
ikamet izni ile ilgili olarak açtığı bir dava
sonuçlanıncaya kadar ikamet izni verilen ve bu ikamet iznine paralel
çalışma izinlerini de alarak bir üye ülkede 4 yıldan fazla bir
süreyle çalışan bir Türk işçisi, 1/80 sayılı
Kararın 6(1). maddesinin 3. bendi kapsamında sayılır
mı ?
ii. Almanyaya bir Almanla
evlenmek amacıyla gelen ve 3 yıllık evlilikten sonra
boşanan bir Türk işçisi, boşandıktan sonra
çalışmak amacıyla ikamet iznini uzatmak üzere başvuruda
bulunmuş ve bu başvurunun reddedildiği tarihte 2.5
yıldır aynı işveren nezdinde geçerli bir çalışma
izni ile çalışmakta ise 6(1). maddenin 1. bendi kapsamında
değerlendirilir mi?
iii. Birinci ve ikinci sorularda
tanımlanan bir Türk işçisi, doğrudan 6(1). maddenin 1. veya 3.
bendine dayanarak, sadece çalışma izninin değil, oturma izninin
yenilenmesini de isteyebilir mi? Yoksa, istihdam koşullarını
belirleyen OKKların ikamet haklarına etkisi, 1/80 sayılı
OKKnın 6(3). maddesi kapsamında, üye ülkeler tarafından
Topluluk Hukukundan bağımsız olarak kabul edilecek uygulama
hükümleri çerçevesinde mi belirlenir?
Üst mahkeme, 1. soruyla,
ikamet izni nedeniyle açtığı dava sonuçlanıncaya kadar
geçerli ikamet izinleri ve çalışma izinleri çerçevesinde 4
yıldan fazla süreyle çalışan bir Türk işçisinin bu
çalışmasının 6(1). maddenin 3. bendi kapsamında yasal
çalışma sayılıp sayılmayacağını, bir
başka ifadeyle, bu maddeyle öngörülen 4 yıllık yasal çalışmadan sonra istenilen
işveren nezdinde çalışma iznini uzatma hakkının dava
konusu kişi için de geçerli olup olmadığını
öğrenmek istemiştir.
Üst mahkemenin 2. sorusundan,
sözkonusu kişinin 6(1). maddenin 3. bendi kapsamında
olmadığına hükmedilmesi halinde bu kez de aynı maddenin 1.
bendi kapsamında çalışma iznini uzatma hakkı bulunup
bulunmadığını araştırdığı
anlaşılmaktadır.
Nitekim 3. soru ile, sözkonusu
kişinin 6(1). maddesinin 1. veya 3. bendi kapsamında
çalışma iznini uzattırma hakkına sahip olduğunun
belirlenmesi halinde, bu maddeye dayanarak ikamet izinlerini de uzatıp
uzatamayacağı hususuna açıklık getirilmesi
amaçlanmaktadır.
Divanın Muhakemesi
Divan, 1. soruyla ilgili
muhakemesinde aşağıdaki hususları belirtmiştir:
Sevince Kararında da
belirtildiği gibi 6(1). maddenin 3. bendi kapsamında yasal istihdam,
işgücü piyasasında istikrarlı ve güvenli bir pozisyona sahip
olmayı gerektirmektedir. Oysa Sevince davasına benzer şekilde,
Kuşun ikamet iznininin uzatılmasının reddine dair
kararın mahkemece askıya alındığı dönemdeki
çalışması düzenli ve güvenli bir çalışma olarak
değerlendirilemez. Ikamet iznini reddeden kararın Sevince
davasında olduğu gibi otomatik olarak, ya da bu davada olduğu
gibi, bir mahkeme kararıyla askıya alınmış olması
bu yorumu değiştirmez. Her iki davada da askıya alma
işleminin sadece dava sonuçlanana kadar yürürlükte olduğu ve bu süre
zarfında sözkonusu kişiye geçici çalışma ve ikamet
imkanı tanındığı dikkate
alındığında, yasal istihdam hususunda Sevince
davasında uygulanan kriterler aynen Kuş Davasında da
uygulanmalıdır.
1. derece mahkemesinin,
Kuşun ikamet izninin uzatılması yönünde aldığı
kararın, üst mahkemede temyiz edilmiş olması nedeniyle
Kuşun ikamet izni hakkını düzenleme hususunda etkisini
kaybetmiş olması da yukarıdaki yorumu değiştirmez.
Divan 1. soruyla ilgili olarak Sevince
Kararına paralel bir yorumla, sözkonusu kişinin 6(1). maddenin 3. bendi kapsamında
olmadığını belirtmiştir.
Divan 2. soruyla ilgili
muhakemesinde, 1/80 sayılı Kararın 6(1). maddesinin 1. bendinin
bir Türk işçisinin bir işveren nezdinde 1 yıldan fazla
çalışması halinde çalışma iznini aynı
işveren nezdinde yenileme hakkını öngördüğünü ve bu hakkın,
Türk işçisinin üye ülkeye hangi koşullarda giriş
yaptığına veya o ülkede ikamet hakkını nasıl elde
ettiğine bağlı olmadığını belirterek, 1
yıldan fazla bir süreyle aynı işveren nezdinde çalışan
bir Türk işçisinin ikamet izni başlangıçta evlilik amacıyla
verilmiş olsa bile 6(1). maddenin ilk bendi kapsamında bu
kişinin çalışma iznini yenileme hakkına sahip olduğuna
ve bu izni yenilemek için yaptığı başvurunun işlemde
olduğu süreçte evliliğinin bitmiş olmasının, 6(1).
maddenin 1. bendinden kaynaklanan hakkını kullanmasına engel
oluşturmayacağına karar vermiştir.
Divan 3. soruyla ilgili
muhakemesinde ise aşağıdaki hususları belirtmiştir:
Sevince Kararında 6(1).
maddenin üye ülkelerde doğrudan etkiye sahip olduğu
belirtilmiştir. Aynı kararda, 6(1). maddenin 3. bendiyle ilgili
olarak, çalışma izni
verilmesinin ikamet izninin verilmesini de gerekli kılacağı
belirtilmiştir. Aynı yorum, 6(1). maddenin 1. bendi için de
geçerlidir. 6(1). maddenin uygulama usullerini düzenleme yetkisinin 6(3). madde
kapsamında üye ülkelere verilmiş olması bu sonucu
değiştirmez. Sevince Kararında da belirtildiği gibi, 6(3).
madde sadece üye ülkelerin 6(1). maddenin uygulanmasını
sağlayacak idari önlemleri almalarına dair yükümlülüklerini
belirlemekte, ancak açık ve koşulsuz olan 6(1). madde hükümlerini
koşula bağlayacak ya da uygulanmasını kısıtlayıcı
bir yetki vermemektedir.
Divan, Alman Hükümetinin,
64/221/EEC sayılı
Direktif ile Antonissen Kararını örnek göstererek çalışma
izni ile ikamet izni arasında zorunlu bir ilişki bulunmadığı
iddiasıyla ilgili olarak her iki örneği de konuyla ilgili bulmamaktadır.
64/221/EEC sayılı ve yabancı uyrukluların serbest
dolaşımı ve ikameti bakımından kamu politikası,
kamu güvenliği ve kamu sağlığı nedenleriyle özel
tedbirlerin koordine edilmesi başlıklı direktif, bir
kişinin ikamet izni olmadan çalışma piyasasına
girebileceğini öngörmek bir yana ikamet izninin ücretli çalışma
için vazgeçilmez bir hak olduğunu ortaya koymaktadır. Bu direktif,
işçilerin serbest dolaşımına herhangi bir haksız
kısıtlama getirilmesini önlemek üzere 3(2). maddesiyle mahkumiyetin
tek başına kamu politikası önlemlerine gerekçe teşkil
etmediğini ve 4(1). maddesiyle de sadece belli hastalıkların bir
üye ülkeye giriş ve bu ülkede ilk ikamet iznini almaya engel
oluşturacağını öngörmektedir. Bu husus 64/221
sayılı Direktifte olduğu gibi 1/80 sayılı Kararın
14(1). maddesinde de belirtilmiştir. Alman hükümetinin ikinci örnek olarak
gösterdiği ve bir üye ülkede iş arayan bir başka üye ülke
vatandaşının işe girememesi halinde istihdam
piyasasına girme hakkı sınırlanmadan ikamet izninin geçici
olarak sınırlanabileceğine dair Antonissen Kararında
ise, Alman Hükümetinin iddiasının aksine, Topluluk üyesi ülke
vatandaşlarının üye ülkelerde sadece çalışmak üzere
değil iş aramak amacıyla da ikamet etme hakkına sahip
oldukları vurgulanmıştır.
Divan, yukarıdaki
muhakemesi doğrultusunda 3. soruyla ilgili olarak, 6(1). maddenin 1. veya
3. bendi koşullarını yerine getiren bir Türk işçisinin bu
maddeye dayanarak sadece çalışma izninin değil, oturma izninin
de yenilenmesini talep edebileceğine karar vermiştir.
Karar
i. Ulusal Hukuk
uyarınca, ikamet izni ile ilgili olarak açtığı bir dava
sonuçlanıncaya kadar ikamet izni verilen ve bu ikamet iznine paralel
çalışma izinleri de alarak bir üye ülkede 4 yıldan fazla bir
süreyle çalışan bir Türk işçisi, 1/80 sayılı
Kararın 6(1). maddesinin 3. bendi kapsamında hak sahibi
değildir.
ii. Almanyaya bir Almanla
evlenmek amacıyla gelen ve 3 yıllık evlilikten sonra
boşanan bir Türk işçisi, boşandıktan sonra
çalışmak amacıyla ikamet iznini uzatmak üzere başvuruda
bulunmuş ve bu başvurunun reddedildiği tarihte 2.5
yıldır aynı işveren nezdinde geçerli bir çalışma
izni ile çalışmakta ise 6(1). maddenin 1. bendi kapsamında hak
sahibidir.
iii. Sözkonusu Türk
işçisi, doğrudan 6(1). maddenin 1. bendine dayanarak, sadece
çalışma izninin değil, oturma izninin yenilenmesini de talep
edebilir.
Sonuç
Kazım Kuş Kararı, bir üye ülkede 6. madde koşullarını haiz Türk vatandaşlarının, ilgili üye ülkeye giriş ve bu ülkede ilk ikamet iznini alma amaçlarından bağımsız olarak bu maddeden kaynaklanan haklara sahip olduğunu ortaya koyması bakımından önemlidir. Bu kararla, 1/80 sayılı Kararın 6. maddesindeki hakların bu maddede öngörülmeyen yeni koşullara bağlanamayacağı açıklık kazanmıştır.