4.
EROĞLU KARARI (C-355/93; 5 Ekim
1994)
Dava Konusu ve Divana İntikali
12 Mayıs 1960 tarihinde
Türkiyede doğmuş olan Hayriye Eroğlu isimli
vatandaşımız, 1980 yılında, 4 Mayıs 1976dan beri
Almanyaya yasal olarak ikamet eden ve çalışan babasının
yanına giderek Hamburg Üniversitesinde işletme tahsiline
başlamıştır. 1987de üniversite eğitimini tamamlayan
Eroğlu doktora çalışmasına başlamıştır.
Bu süre içinde kendisine hepsi de 1er yıllık olan ve sadece
eğitim amacıyla verilmiştir ibaresini taşıyan ikamet
izinleri verilmiştir.
Eroğlu, 1989
yılında Almanyanın Hardheim şehrine giderek 1990
yılında, 1 Mart 1991 yılına kadar geçerli olan ve kazanç
getiren istihdama izin verilemez, sadece Hardheimde B. şirketindeki otel
projesi için geçerlidir ibaresini taşıyan bir ikamet izni
almıştır. Eroğlu 7 Şubat 1991 yılında ise 1
Mart 1992 tarihine kadar geçerli olan ve B. şirketinde uygulama
eğitimi görmesine izin veren bir ikamet izni almış ancak bu izni
1 Mart 1992den sonra uzatamayacağı belirtilmiştir. Bu iznin
koşulları 9 Nisan 1991de Eroğlunun F. şirketinde
pazarlama asistanı olarak faaliyette bulunmasına izin verecek
şekilde değiştirilmiştir.
Yukarıda belirtilen
faaliyetlerini sürdürebilmesi için Eroğluna ikamet izinlerine uygun
çalışma izinleri verilmiştir. 6 Şubat 1990 tarihinden 14
Ocak 1991 tarihine kadar verilen izin ile 25 Nisan 1991den 1 Mart 1992ye
kadar verilen izin sırasıyla ticari yönetici
yardımcısı ve pazarlama asistanı olarak çeşitli
mesleki faaliyetlere izin verecek mahiyette olmakla birlikte, 15 Ocak 1991den
14 Nisan 1991 tarihine kadar verilen çalışma izni sadece eğitim
amacıyla mesleki faaliyette bulunmasına izin vermektedir. Esasen Eroğlu, 1 Mart 1990dan 15 Nisan
1991e kadar B. şirketinde, 15 Nisan 1991den 18 Mayıs 1992ye kadar
da F. şirketinde istihdam edilerek her iki işverenden de brüt 3.000
DM. civarında aylık bir kazanç elde etmiştir.
Eroğlu, 24 Şubat 1992 tarihinde son
çalıştığı işveren nezdinde istihdamını
sürdürmek amacıyla ikamet izninin uzatılması için başvuruda
bulunmuş ancak bu başvuru reddedilmiştir. Eroğlunun bu
karara 1/80 sayılı OKKnın 6(1). maddesine dayanarak
yaptığı itiraz da, adıgeçenin ücretli çalışma
iznine sahip olmadığı ve istihdamının sözkonusu madde
kapsamında yasal olmadığı gerekçeleriyle
reddedilmiştir. Bunun üzerine Eroğlu Karlsruhe Bölge Mahkemesine
başvurmuştur. Mahkemenin görüldüğü süre içinde ilk
işvereninden de iş teklifi alan Eroğlu, 1/80 sayılı
OKKnın 6(1). maddesinin ilk bendi ve 7. maddesinin 2. paragrafı
kapsamında ikamet iznine hakkı olduğunu iddia etmiştir.
Karlsruhe Mahkemesi,
Eroğlunun ikamet iznini uzatma başvurusunun reddedilmesinin ulusal
mevzuata uygun olarak yapıldığı sonucuna varmakla birlikte,
adıgeçenin 1/80 sayılı OKKnın yukarıda anılan
hükümleri açısından bir hak elde edip edemeyeceğinin
belirlenmesi için davayı aşağıdaki ön karar soruları
ile Divana intikal ettirmiştir.
i. Almanyada bir üniversiteden
mezun olan ve ulusal mevzuat uyarınca 2 yıl süreyle koşullu bir
ikamet izni ile mesleki bilgi ve görgüsünü artırmak ya da özel uygulama
eğitimi yapmak amacıyla bu ikamet iznine paralel çalışma
izinleri alan; ilk işinde 1 yıldan fazla bir süreyle ayda brüt 3.000
DM. civarında kazanan ve hemen akabinde yetkili makamların izni
dahilinde bir başka işveren nezdinde 10 ay süreyle çalışan,
bunu takiben tekrar ilk işvereninden iş teklifi alan bir Türk
vatandaşı 1/80 sayılı Kararın 6(1). maddesinin 1.
bendi kapsamında mıdır?
ii. Bir Alman üniversitesi mezunu
olarak 1/80 sayılı OKKnın 7. maddesinin 2. paragrafı
koşullarını haiz ve bu nedenle herhangi bir istihdam arzına
başvurması mümkün olan bir Türk vatandaşı, bu hükme
dayanarak ikamet izninin uzatılmasını talep edebilir mi?
Divanın Muhakemesi
Divan, ilk soruyla ilgili
muhakemesinde aşağıdaki hususları belirtmiştir:
6(1). maddenin ilk bendinin
amacı sadece aynı işveren nezdinde istihdamın
devamını sağlamaktır ve sadece bir Türk işçisinin 1
yıllık çalışmadan sonra aynı işveren için
çalışmaya devam etmek üzere çalışma izninin
uzatılmasını talep ettiği hallerde uygulanabilir. Bu husus
dikkate alındığında, 1 yıllık yasal
çalışmadan sonra işverenini değiştirip bilahare ilk
işvereni nezdinde çalışma iznini uzatmayı talep eden bir
Türk işçisinin çalışma izninin uzatılması,
işçiye, 6(1). maddenin 2. bendinde belirtilen 3 yıllık süre
dolmadan işverenini değiştirme hakkının
tanınması anlamındadır. Bu ise, 2. bend uyarınca Türk
işçilerine göre öncelik hakkı bulunan üye ülke vatandaşlarının
haklarının ihlaline yol açar.
Divan yukarıdaki
muhakemesi sonucu, 1. soruya cevaben Eroğlunun 1/80 sayılı
OKKnın 6(1). maddenin 1. bendi kapsamında
olmadığını belirtmiştir.
Divan 2. soruyla ilgili
muhakemesinde aşağıdaki hususlara yer vermiştir:
1/80 sayılı
Kararın 7. maddesinin 2. paragrafı, 6(1). maddede olduğu gibi açık,
kesin ve koşulsuz bir biçimde, Türk işçilerinin bir üye ülkede
mesleki eğitimini tamamlamış çocuklarının, bu ülkede
ne kadar süredir ikamet ettiklerine bakılmaksızın,
ebeveynlerinden birinin o ülkede en az 3 yıldır yasal ikamet etmekte
olması halinde, herhangi bir istihdam arzına başvurma
haklarını içermektedir.
Sevince Kararında 6(1).
maddenin 3. bendi, Kuş Kararında ise 6(1). maddenin 1. bendi ile
ilgili olarak ikamet izni ile çalışma izni arasında ilişki
kurulmuş ve bu hükümlere dayanarak çalışma izinlerinin
uzatılmasının oturma izinlerinin uzatılmasına da hak
kazandırdığı belirtilmiştir. Divanın sözkonusu
kararlarda 6(1). madde çerçevesindeki bu yorumu 7. maddenin 2. paragrafı
içinde aynen geçerli olmalıdır.
Diğer taraftan AET
Antlaşmasının 48. maddesinin yorumlandığı
C-292/89 sayılı Antonissen Kararında (1991) belirtildiği
gibi serbest dolaşım hakkı üye ülke vatandaşları için
sadece bir başka üye ülkedeki açık işlere başvurmak için
değil, o ülkede iş aramak için de ikamet hakkını
içermektedir.
Alman Hükümetinin
iddialarının aksine, 7. maddenin 2. paragrafı kapsamındaki
Türk işçi çocuklarının herhangi bir istihdam arzına
başvurma hakları, sözkonusu üye ülkeye giriş amaçlarına
bağlanamaz. Bu hakkın aile birleştirmesi bakımından
değil de örneğin eğitim amacıyla verilmiş olması,
bir Türk işçisinin 7. maddenin 2. paragrafı
koşullarını haiz çocuğunun sözkonusu madde hükmünden
yararlanamayacağına gerekçe oluşturmaz.
Divan, yukarıdaki
muhakemesi sonucu, 2. soruyla ilgili cevabında, 7. maddenin 2. paragrafı
koşullarını yerine getirmiş ve bu nedenle sözkonusu üye
ülkede herhangi bir istihdam arzına başvurma hakkına sahip olan
Türk vatandaşlarının aynı maddeye dayanarak ikamet
izinlerini de uzatma hakkına sahip olduklarını
bildirmiştir.
Karar
i. Almanyada bir
üniversiteden mezun olan ve ulusal mevzuat uyarınca 2 yıl süreyle
koşullu bir ikamet izni ile mesleki bilgi ve görgüsünü artırmak ya da
özel uygulama eğitimi yapmak amacıyla bu ikamet iznine paralel
çalışma izinleri alan; ilk işinde 1 yıldan fazla bir
süreyle ücretli olarak çalışan ve hemen akabinde yetkili
makamların izni dahilinde bir başka işveren nezdinde 10 ay
süreyle çalışan, bunu takiben tekrar ilk işvereninden iş
teklifi alan bir Türk vatandaşı 1/80 sayılı Kararın
6(1). maddesinin 1. bendi kapsamında hak sahibi değildir.
ii. Bir Alman üniversitesi
mezunu olarak 1/80 sayılı OKKnın 7. maddesinin 2.
paragrafı koşullarını haiz ve bu nedenle herhangi bir
istihdam arzına başvurması mümkün olan bir Türk
vatandaşı, bu hükme dayanarak ikamet izninin
uzatılmasını talep edebilir.
Sonuç
Eroğlu Davasının en önemli katkısı, 1/80 sayılı Kararın 7. maddesinin de doğrudan etkiye sahip olduğunu ve bir Türk işçisinin, bir üye ülkeye aile birleştirmesi dışındaki nedenlerle, örneğin eğitim için gelen çocuklarının da bu madde koşullarını yerine getirmek kaydıyla, ülkeye geliş amaçlarından bağımsız olarak bu maddede öngörülen haklara sahip olduğunu ortaya koymasıdır.