8. EKER KARARI (C-386/95; 29 Mayıs 1997)

 

Dava Konusu ve Divana İntikali

 

            Süleyman Eker isimli Türk vatandaşı 1 Aralık 1988’de yasal olmayan yollarla Almanya’ya gitmiş ve 13 Şubat 1989’da sınır dışı edilmiştir. Eker, 17 Haziran 1991’de bir Alman vatandaşı ile evlenerek 6 Nisan 1991’de yeniden Almanya’ya gitmiştir.

            Adıgeçen vatandaşımız, 17 Nisan 1991’de istihdam bölgesini ve türünü sınırlamayan bir çalışma izni, 24 Temmuz 1991’de ise bir yıl süreli bir ikamet izni almıştır.

            Eker, 15 Haziran - 30 Eylül 1991 tarihleri arasında Schluchsee’de bir otelde, 1 Ekim - 15 Kasım 1992 tarihleri arasında da Höchenschwand’da bir tedavi ve rehabilitasyon kliniğinde çalışmış ve bir süre ara verdikten sonra 1 Şubat 1993’te tekrar aynı yerde çalışmaya başlamıştır.

            Kendi ifadesine göre adıgeçen 24 Temmuz 1991 tarihinden itibaren eşinden ayrı yaşamaya başlamış ve 1992 Nisan ayında boşanma işlemlerine başlamıştır.

            Eker’in ikamet iznini uzatmak amacıyla 22 Temmuz 1992’de müracaat ettiği Walschut Kaymakamlığı bu talebi reddederek adıgeçenin ülkeyi terketmemesi halinde sınır dışı edileceğini belirtmiştir.

            Eker, idari makamın yukarıdaki kararının iptali için dava açmış ve ulusal mahkeme, idarenin mezkur kararını iptal etmiştir. Ancak, yüksek idare mahkemesi de ulusal mahkemenin iptal kararını bozmuştur. Yüksek idare mahkemesi, Eker’in Alman mevzuatı uyarınca hak sahibi olmadığına kanaat getirmekle birlikte adıgeçenin 1/80 sayılı Kararın 6(1). maddesinin 1. bendi kapsamında bir hak elde edip edemeyeceğinin belirlenmesi amacıyla davayı aşağıdaki ön karar sorusuyla Divana intikal ettirmiştir:

            “Istihdamın ilk yılında, idari makamların izni dahilinde kesintisiz bir yıl olmakla birlikte farklı işverenler nezdinde çalışan ve çalışmasına, son işvereni nezdinde devam etmek isteyen bir Türk vatandaşı 1/80 sayılı Kararın 6(1). maddesinin 1. bendi kapsamında mıdır?”

 

Divanın Muhakemesi

 

            Divan bu soruyla ilgili muhakemesinde aşağıdaki hususları belirtmiştir:

            6(1). maddenin üç bendi de süre koşullarına bağlı haklar doğurmaktadır. Bu maddenin birinci bendi çalışma izninin uzatılması için aynı işveren nezdinde 1 yıllık çalışmayı öngömektedir. Bu nedenle aynı işveren nezdinde işe devamın garanti edilebilmesi için 1 yıllık bir istihdam ilişkisinin gerekli olduğu prensibine dayanmaktadır. Bir Türk işçisinin 1 yıllık istihdam süresi bile dolmadan işverenini değiştirme hakkının bulunduğuna dair bir yorum, 6(1). maddenin ruhunda münderiç, iş piyasasına tedrici olarak entegre olmayı hedefleyen sistemi de anlamsız kılacaktır.

            Diğer taraftan Eroğlu Davasındaki, “6(1). paragrafın 3. bendinde öngörülen 3 yıllık süre dolmadan işverenini değiştiren bir Türk vatandaşının bu madde hükmünden yararlanamayacağı” şeklindeki yoruma paralel olarak 6(1). maddenin 1. bendinde öngörülen 1 yıllık süre dolmadan işverenini değiştiren Türk işçisinin bu hüküm kapsamında sayılmaması gerekir.

 

 

Karar

 

            1/80 sayılı OKK’nın 6(1). maddesinin ilk bendinden, bir Türk işçisinin bir üye ülkede ikamet izninin uzatılmasının 1 yıl süreyle sürekli ve aynı işveren nezdinde ikamet etmiş olması koşuluna bağlı olduğu anlaşılmalıdır.

 

 

Sonuç

 

            Eker davası vatandaşımız lehinde sonuçlanmamış olmakla birlikte, 6(1). maddenin 1. bendinde belirtilen 1 yıllık yasal ikamet tanımına açıklık getirmesi bakımından önemlidir. Bu kararla 6(1). maddenin ilk bendindeki 1 yıl sürekli çalışmanın mutlaka aynı işveren nezdinde olması gerektiği, bu süre dolmadan işverenin değiştirilemeyeceği hususu açıklık kazanmıştır.