16- ERGAT KARARI  (C-329/97;  16.03.2000)                                   

 

 Almanya’ya aile birleştirmesi çerçevesinde gelerek bu ülkede 15 yıldan fazla süreyle ikamet eden ve muhtelif işlerde yasal statüde çalışan bir işçi çocuğu olan Sezgin Ergat isimli vatandaşımızın, ikamet izninin yenilenmesi talebinin başvuru tarihini geçirdiği gerekçesiyle reddedilmesi üzerine Ulm Eyalet İdaresi aleyhine açtığı ve Almanya Federal İdare Mahkemesi tarafından 15 Temmuz 1997 tarihinde Avrupa Toplulukları Adalet Divanına intikal ettirilerek 22 Eylül 1997 tarihinde Divan kayıtlarına giren C-329-97 sayılı davayı Divan 16 Mart 2000 tarihinde vatandaşımız lehinde karara bağlamıştır. Divan, Ergat Kararı ile bir Üye ülkeye aile birleştirmesi çerçevesinde gelerek o ülkede yasal olarak 5 yıldan fazla süreyle ikamet eden ve bu sürede aralıklı olarak muhtelif işlerde çalışan bir Türk vatandaşının, ikamet iznini uzatma başvurusunu iznin dolmasından sonra yapmış ve bu başvurunun reddedilmiş olmasının, sözkonusu kişinin 1/80 sayılı Ortaklık Konseyi Kararının 7. maddesinin ilk paragrafından kaynaklanan haklarına ve özellikle ikamet iznini uzatma hakkına halel getirmeyeceğini açıklığa kavuşturmuştur. Davanın gelişim süreci ve Karara dair ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır.

 

 Sezgin Ergat, Almanya’da çalışmakta olan anne ve babası ile aile birleştirmesi çerçevesinde birlikte olmak amacıyla 1975 yılında Almanya’ya yasal izinle giriş yapmıştır. 1983 yılından itibaren sabit bir süre için geçici çalışma iznine sahip olan Ergat muhtelif işverenler nezdinde aralıklı olarak çalışmış ve 1989 yılında süresiz  çalışma izni elde etmiştir. Almanya’ya geldiği tarihte yürürlükte olan milli mevzuat Ergat’ın ikamet izni almasını gerektirmemesine rağmen 1983 yılında vatandaşımız kendi talebiyle 1 yıl geçerli ikamet izni almış ve sözkonusu izin başlangıçta bir yıl, daha sonra her seferinde 2’şer  yıl olmak üzere 4 defa uzatılmıştır. Ergat’ın, tüm ikamet izni uzatma taleplerini iznin süresinin dolmasından sonra yapmış olmasına rağmen ilgili makamlar ilk üç uzatmada sorun çıkarmamışlardır. Vatandaşımız son uzatma izni başvurusunu iznin dolmasından 26 gün sonra yapmış, ilgili makam başvurunun geç yapıldığını gerekçe göstererek uzatmayı reddetmiş ve vatandaşımızın ikamet izninin dolmasından sonra Almanya’da geçirdiği sürenin yasal olmadığını ileri sürerek Almanya’dan ihracını istemiştir. Ergat’ın idarenin kararına yaptığı itiraz da 4 Mayıs 1992 tarihinde reddedilmiştir. 1992 yılı Ağustos ayında Türkiye’ye giden vatandaşımız 1993  sonbaharında tekrar Almanya’ya dönerek 1994 yılı Haziran ayı itibariyle bu ülkede yeniden istihdam olanağı bulmuş ve 1/80 sayılı Kararın 7. maddesinin 1. paragrafı uyarınca ikamet izninin uzatılması gerektiğini iddia ederek ikamet iznini uzatmayı reddeden idari makam aleyhine dava açmıştır. Mahkeme, vatandaşımızın ulusal mevzuat uyarınca ikamet iznini uzatma hakkına sahip olmadığı görüşünde olmakla birlikte 7. madde çerçevesinde hak sahibi olup olmadığı hususunda mütereddid olduğu için konuyu aşağıda belirtilen soruyla Avrupa Toplulukları Adalet Divanı’na intikal ettirmiştir.

 

                “Bir üye ülkeye, o ülkenin istihdam piyasasına usulünce kayıtlı olan bir Türk işçinin aile bireyi olarak o tarihte yürürlükte olan yabancılar mevzuatı uyarınca ikamet iznine gerek kalmaksızın giren ve kesintisiz olarak birbirini izleyen ikamet izinleri alan ancak son ikamet izninin uzatılmasına yönelik başvuruyu iznin bitmesinden 26 gün sonra yapan bir Türk vatandaşı, yetkili ulusal makamların ikamet iznini uzatmayı reddettiği bir durumda, Türkiye-AB Ortaklık Hukukuna dahil 1/80 sayılı Kararın 7. maddesinin 1. paragrafı hükmünü yerine getirmiş, bir başka ifadeyle o ülkede en az 3 yıl (1. bend) veya en az 5 yıl (2. bend) yasal olarak ikamet etmiş sayılır mı?”

 

 Avrupa Toplulukları Adalet Divanı, davayla ilgili mülahazasında aşağıdaki hususlara yer vermiştir:

 

                Sezgin Ergat, 8 yaşında aile birleştirmesi çerçevesinde Almanya’ya gelmesine izin verilmiş olduğu dikkate alındığında 1/80 sayılı OKK bakımından tartışmasız olarak aile bireyi statüsüne sahiptir. Bunun yanında, 15 yıldan fazla süredir bu ülkede istikrarlı ve güvenli bir yasal statüye sahip olarak  ikamet etmekte olduğu da gözardı edilmemelidir. 1985-1989 tarihleri arasında ikamet izninin uzatılması için yaptığı 3 müracaatta adıgeçenin hep gecikmeli olarak başvurduğu ve bu nedenle ikamet izinleri arasında kalan gecikme süreleri dikkate alındığında geçerli ikamet iznine sahip olmadığı süreler bulunduğu iddiası da bir anlam taşımamaktadır. Zira, üye ülkenin ikamet izni vermekle yetkili makamları her seferinde sözkonusu şahsa yeni ikamet izinleri vermişlerdir. Ergat, böylece, aralıksız 5 yıldan fazla yasal olarak ikamet iznine sahip olarak ikamet ettiği için 1/80 sayılı Kararın 7. maddesinin 1. paragrafı kapsamında olup bu hüküm uyarınca Üye Ülkede istediği herhangi ücretli bir işte çalışma hakkına sahiptir. Üstelik Ergat, bu hakkını 1983 yılından beri kullanarak aralıklı olarak muhtelif işlerde çalışmış olup 1989 yılından itibaren ise hiç bir süre sınırlamasına veya başka bir koşula bağlı olmayan sürekli çalışma iznine sahip bulunmaktadır. Durum böyle olmakla birlikte, Alman makamları adıgeçenin ikamet izni başvurusunu iznin dolmasından 26 gün sonra yaptığını, bu nedenle artık 1/80’in 1. paragrafının 2. bendi uyarınca o ülkede yasal ikamet hakkına sahip olmadığını ileri sürerek ulusal mevzuat uyarınca son izin talebini uzatmayı reddetme hakkına sahip olduklarını iddia etmişlerdir. Bu durumda, Divandan esas olarak, bir Üye Ülkeye aile birleştirmesi çerçevesinde yasal olarak gelen ve bu ülkede 5 yıldan fazla yasal statüde ikamet edip yasal şekilde muhtelif işlerde aralıklı olarak çalışan bir Türk işçisinin, ikamet izni başvurusunu gecikmeli olarak yapması ve bu başvurunun reddedilmesi halinde, 7. maddenin 1. paragrafının 2. bendinden doğan haklarını ve özellikle Üye Ülkede ikamet iznini uzatma hakkını kaybedip kaybetmediği hususuna açıklık getirmesi istenmektedir. Bu hususun açıklığa kavuşturulması bağlamında öncelikle 7. maddenin 1. paragrafının “Kadıman Kararı”nda da ifade edildiği gibi doğrudan etkiye sahip olduğu hatırlanmalıdır. “Kadıman Kararı”nda da belirtildiği gibi, Üye Ülkeler ikamet izni vermek için aile bireylerinin en az 3 yıl aynı çatı altında yaşaması gerektiği koşulunu ileri sürebilirler. Ancak, bu koşul yerine getirildikten sonra Üye Ülkelerin başkaca koşul ileri sürme hakları bulunmamaktadır. Ergat, 7. maddenin ilk paragrafının 2. bendinde öngörülen koşulları yerine getirmiş ve istediği herhangi bir işte çalışma hakkına sahip olan, bu hakkı kullanabilmek için Divanın “Sevince”, “Tetik”, “Eroğlu” ve “Akman Kararları”ndaki yorumu uyarınca ikamet iznini de uzatma hakkına sahip bulunan bir kişi olup adıgeçenin bu hakları kullanması için ilave bir koşul öne sürülmemesi gerekmektedir. Zira, Üye Ülkelerin böyle bir ilave koşul talep etme yetkisi bulunması halinde 1/80 sayılı Karar hakların korunması bakımından fazlaca bir anlam ifade etmeyecektir. “Eroğlu Kararı”nda da belirtildiği gibi, Üye Ülkeler prensip itibariyle ülkeye ilk giriş izninin verilmesinde yetki sahibidirler. Ancak 1/80 sayılı Karar kapsamında hak sahibi olan kişilerin bu Karardan kaynaklanan haklarını kullanmalarını engelleyecek tedbirler alma yetkileri bulunmamaktadır. Bu husus “Akman Kararı”nda da teyit edilerek, aile birleştirmesi çerçevesinde bir Üye Ülkeye gelen bir işçi çocuğunun ikamet iznini uzatabilmesi için  uzatma başvurusunun yapıldığı tarihte ailesinin o Ülkede ikametini sürdürmesi gerektiği koşulunun istenemeyeceği belirtilmiştir. Bununla birlikte, Bir Üye Ülkenin bazı hallerde ikamet haklarına sınırlamalar getirebileceği de dikkate alınmalıdır. Öncelikle, 1/80 sayılı Kararın 14. maddesi, bir Türk işçisinin o ülkedeki ikametine sınırlamalar getirilebileceğini öngörmekte ise de bu sınırlamalar ancak kişinin kamu politikası, kamu güvenliği ve kamu sağlığı bakımından ciddi bir tehdit oluşturması halinde sözkonusudur. Adıgeçen bazı hafif suçlar işlemiş olmakla birlikte, ulusal mahkemenin de belirttiği gibi bunlar ikamet iznini uzatmamak için gerekçe oluşturacak mahiyette değildir. 

 

 

                Divan mülahazasında ayrıca ulusal mevzuat uyarınca verilen ikamet izninin, 1/80 sayılı Karardan doğan ikamet hakkı için  temel  oluşturmadığını ve bu Karardan kaynaklanan ikamet hakkını kullanan Türk vatandaşları için ikamet izninin haddizatında söz konusu hakkın mevcudiyetini tasdik eden bir belge olduğunu vurgulayarak Divan’ın “Bozkurt”, “Günaydın” ve “Birden Kararları”nda da belirtildiği gibi, ikamet belgesinin sadece hakkı deklare eden ve teyit eden bir değere sahip olduğunu, bu nedenle,  Türk işçileri için bu tür bir belgenin, bir Üye Ülkenin diğer 3. ülke vatandaşlarına verdiği izin belgelerinden farklı bir anlam taşımakta olduğunu ifade etmektedir.

 

                Bu yorum ve mülahazaların ışığında Divan, vatandaşımızla ilgili olarak aşağıdaki kararı almıştır:

 

                Bir Üye Ülke’nin yasal işgücüne dahil olmuş bir Türk işçisinin aile bireyi olarak aile birleştirmesi kapsamında o Ülkeye girmesine izin verilmiş ve orada muhtelif işlerde aralıklı olarak beş yılı aşkın süreyle yasal statüde çalışmış bir Türk vatandaşı, AET-Türkiye Ortaklık Anlaşması çerçevesinde oluşturulmuş Ortaklık Konseyi’nce 19 Eylül 1980 tarihinde kabul edilen 1/80 sayılı Karar’ın 7. Madde, 1. Paragrafının 2. bendinden kaynaklanan haklarını ve özellikle, evsahibi Üye Ülkede ikamet iznini uzatma hakkını, süresinin dolmasından sonra iznin yenilenme talebinde bulunmasına bağlı olarak başvurusunun reddedilmiş olması durumunda kaybetmez.

 

 Bu Karar ile, bir Üye Ülkenin, Ortaklık Hukukundan kaynaklanan bir ikamet hakkı elde eden Türk vatandaşlarına bu hakkın kullanımı için ilave koşullar ileri süremeyeceği, bu meyanda ikamet izni başvurusunun geç yapılmış olmasının da hak kaybına yol açmayacağı açıklığa kavuşmuş bulunmaktadır. Bu Divan Kararı ile, 1/80 sayılı Karardan kaynaklanan herhangi bir işte çalışma hakkını ve buna bağlı olarak ikamet hakkını elde etmiş bir kişinin bu haklarını ancak kamu politikası, güvenliği ve sağlığı bakımından ciddi bir tehdit oluşturması halinde kaybedebileceği bir kez daha teyid edilmektedir.