17- SAFET EYÜP KARARI (C-65/98; 22.06.2000)
Safet Eyüp
isimli vatandaşımızın Voralberg Eyalet Istihdam Ofisine
karşı açtığı dava, 18 Aralık 1997 tarihinde
Viyana Yüksek Idare Mahkemesi tarafından aşağıda belirtilen
sorulara açıklık getirilmesi bakımından AB Adalet
Divanına havale edilerek 5 Mart 1998 tarihinde Divan kayıtlarına
girmiştir.
i. 1/80
sayılı OKKnın 7. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen aile bireyi kavramı bir
Türk işçisinin (resmi evlilik bağı olmaksızın birlikte
yaşadığı) hayat arkadaşını da kapsar
mı?
ii.
Hayat arkadaşının aile bireyi sayılmaması halinde:
1/80
sayılı OKKnın 7. maddesinin ilk fıkrasının 2.
bendi, bu hükmün öngördüğü
objektif koşulların yerine getirilmesi için Türk işçisi
ile aile bireyi arasındaki resmi evlilik bağının
kesintisiz 5 yıl sürmüş olması gerektiği şeklinde mi
yorumlanmalıdır? Yoksa,
işçinin sözkonusu aile bireyi ile evlilik bağının
bulunduğu süreler arasında, aynı kişiyle birarada
nikahsız yaşanan uzun bir beraberlik dönemi, sözkonusu sürenin
hesabında dikkate alınır mı?
iii. 1/80
sayılı OKKnın 7. maddesinin 1. fıkrasının 2.
bendi, bir Türk işçisiyle evliliğin şeklen (örneğin
boşanma ile) sona ermesinin, süre koşullarına ilişkin
yükümlülüğün yerine getirilmesi bakımından, bu tarihe kadar aile
bireyi olarak geçen süreleri geçersiz kılacağı şekinde
yorumlanabilir mi?
iv.
Topluluk hukuku, 1/80 sayılı OKKnın doğrudan etkiye sahip
6. ve 7. maddeleri ile bu maddeler kapsamındaki kişilere
sağlanan hakların bazı hallerde
ihtiyati tedbir kararları ile geçici yasal koruma sağlanarak
güvence altına alınmasını gerektirir mi?
v.
Dördüncü soruya olumlu cevap verilmesi halinde:
Bir
kişinin 1/80 sayılı OKKnın 6. ve 7. maddelerine dayanarak
hak talebinde bulunduğu bazı hallerde, ortaklık anlaşması
temel alınarak talep edilen serbest dolaşım hakkı,
yetkili idari makamların işlemlerinin devam ettiği, mahkemenin
yetkili makamın kararını gözden geçirdiği veya ön karar
için davanın AB Adalet Divanında görüşüldüğü süre
boyunca,
hak talebinde bulunan için ciddi ve telafisi mümkün olmayan bir zararı
önlemek üzere, nihai yasal koruma sağlanana kadar geçici olarak verilir
mi? Ve ortaklık
anlaşmasına dayanarak serbest dolaşımın
sağlanması için objektif şartların yerine getirilip
getirilmediğine dair bağlayıcı bir kararın bazı
hallerde hemen alınmayarak daha sonraki bir tarihe ertelenmesi bu türden
ciddi ve telafisi mümkün olmayan bir
zarar doğurur mu?
Yukarıda
belirtilen ön karar sorularının incelenmesinden, Divandan, 7.
maddedeki aile bireyi kavramına açıklık getirilerek işçinin
birlikte yaşadığı hayat arkadaşının resmi
evlilik bağı olsun veya olmasın aile bireyi olarak
sayılıp sayılamayacağı; aile bireyi
sayılmaması halinde 7. maddenin 1. fıkrasının 2.
bendinde belirtilen 5 yıllık yasal ikamet süre koşulunun
sağlanması için sözkonusu sürenin
resmi evlilik bağı ile kesintisiz birarada oturulan süreleri
mi kapsadığı, yoksa resmi evlilik bağı ile birlikte yaşanan
süreler arasında nikahsız geçirilen beraberlik süreleri olması
halinde toplam resmi evlilik süresinin kesintiye uğramamış gibi
mi hesaplanacağı ve bu
sorular yetkili makamlar ve mahkemelerce açıklığa
kavuşturulana kadar sözkonusu kişilere geçici koruma
sağlanıp sağlanmayacağı hususlarının
cevaplandırılmasının talep edildiği
anlaşılmaktadır.
Avusturyada mukim
vatandaşımız Safet Eyüpün
Ortaklık Hukukundan kaynaklanan haklarını almak için Voralberg Eyalet İstihdam Ofisi
aleyhine açmış olduğu ve 18 Aralık 1997 tarihinde Viyana
Yüksek İdare Mahkemesi tarafından Avrupa Toplulukları Adalet
Divanına intikal ettirilen davayı Divan, 22 Haziran 2000 tarihinde
vatandaşımız lehine karara bağlamıştır.
Davanın gelişimi, Divanın karara esas teşkil eden
gerekçeleri ve nihai karar metni aşağıda sunulmaktadır.
Davacı
vatandaşımız 1963 doğumlu Bn. Safet Eyüp, 23 Eylül 1983
tarihinde, 1975 yılından beri Avusturya iş piyasasında
yasal olarak çalışan bir Türk işçisiyle evlenerek aile
birleştirmesi kapsamında ikamet hakkı kazanmıştır.
Sözkonusu evlilik 13 Kasım 1985 tarihinde Türkiyede boşanma ile son
bulmuştur. Bununla birlikte, eşler aynı çatı altında
nikahsız olarak birlikte yaşamayı sürdürmüşler ve bu süre
içinde 4 çocuk sahibi olmuşlardır. Anılan çift 7 Mayıs 1993 tarihinde Avusturyada
yeniden evlenmiş ve Bay Eyüp nikahsız oldukları dönemde doğan
çocuklarını nüfusuna geçirmiştir. Kısa süreli işler
dışında ev kadını olarak yaşamını
sürdüren Safet Eyüp, bir iş müracaatı esnasında işverenin
talep ettiği çalışma izin belgesini temin etmek üzere, 1/80
sayılı Ortaklık Konseyi Kararının 7 (1). Maddesinin 2.
bendindeki koşulları karşıladığını
gerekçe göstererek 23 Nisan 1997 tarihinde Avusturyanın Bregenz ili
İstihdam Bürosuna başvurmuştur. Bu madde, bir Üye Ülke iş
piyasasına yasal yoldan girmiş olan bir Türk işçisinin,
kendisiyle birlikte oturmaya hak kazanmış aile bireylerinin o ülkede
en az beş yıl oturmuş olmak şartıyla diledikleri her
türlü işe serbestçe girebilme hakkına sahip olduklarını
öngörmektedir. İstihdam Bürosu resmi nikah olmaksızın geçen
sürelerin 7. maddede belirtilen sürenin hesabında dikkate
alınamayacağını gerekçe göstererek
vatandaşımızın talebini 7 Temmuz 1997de reddetmiştir.
Bunun üzerine konunun intikal ettirildiği Vooralberg Eyalet İstihdam
Ofisi de 24 Eylül 1997 tarihinde başvuruyu olumsuz
değerlendirmiştir. Bu gelişmeler karşısında Safet
Eyüp, 1/80 sayılı Kararın 7(1). Maddesininin 2. paragrafı
kapsamında hak sahibi olduğu iddiasıyla Viyana Yüksek İdare
Mahkemesine başvurmuştur. Bu mahkeme, ortaklık hukukunun yorumunu gerektirmesi nedeniyle
davayı 18 Aralık 1997 tarihinde Divana intikal ettirerek
işçinin resmi evlilik bağı olmaksızın birlikte
yaşadığı hayat arkadaşının 1/80
sayılı Kararın 7. maddesi kapsamında aile bireyi olarak
telakki edilip edilmeyeceği, aile bireyi sayılmaması
halinde 5 yıllık yasal ikamet
koşulunun yerine getirilmesinde nikahsız geçen sürelerin resmi
evlilik süresi gibi değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve bu
konular yetkili makamlar ve mahkemelerce açıklığa
kavuşturuluncaya kadar sözkonusu
kişilerin haklarının geçici olarak tanınıp
tanınmayacağı hususlarına yorum getirmesini talep
etmiştir.
Divan, nihai
kararına esas teşkil eden gerekçelerini oluştururken öncelikle
1/80 sayılı Kararın 7(1). Maddesinin Kadıman (C-351/95) ve
Ergat (C-329/97) Kararlarında da belirtildiği gibi doğrudan
etkiye sahip olduğunu ve Üye Ülkelerin, düzenli iş piyasalarına
dahil olan Türk işçilerinin aile bireylerinin istihdam ve ikametlerini
kolaylaştırma amacını
taşıdığını belirtmiştir. Bu Maddede
yer alan süre koşulunun hesabında dikkate alınması gereken
kriterin, aile bireylerinin kesintisiz olarak birarada geçirdikleri süre olduğunu, bununla birlikte, yasal
mazaret nedeniyle makul bir süre veya hak sahibinin iradesi
dışındaki nedenlerle 6
aya kadar memleketinde geçirdiği
sürelerin birlikte geçirilen süreler gibi değerlendirilmesi
gerektiğini belirten Divan nikah aktinin ortadan kalkmış
olmasına rağmen hiç bir kesinti olmadan birlikte ikamet etmiş
ve üstelik bu süre içinde dört çocuk sahibi olmuş Eyüp çiftinin 7. madde
kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, Avusturya makamlarının
nikahsız geçen sürede Safet Eyüpe ikamet izni vermiş
olmalarının da aynı kanaatle hareket ettiklerinin göstergesi
olduğunu ifade etmiştir. Divan ayrıca daha önceki
içtihatlarında da belirttiği gibi 1/80 sayılı Karar
hükümlerinin koşullarını yerine getirerek çalışma ve
oturma haklarını kazanmış olan Türk vatandaşlarının ulusal makamlardan ayrıca çalışma ve ikamet izin
belgeleri alma zorunlulukları bulunmadığını
vurgulamıştır. Divan 9 Mart 1978 tarihli Simmenthal
kararında (C-106-77) kaydettiği gibi Üye Ülkelerin
mevzuatlarını Topluluk Hukukuna tümüyle uygun hale getirmek zorunda
olduklarını tekrarlayarak Türk vatandaşlarının da
Topluluk Hukukunun bir parçası olan Ortaklık Hukuku çerçevesindeki
haklarından tamamıyla yararlandırılması
gerektiğine ve işverenlerin de bu haklara sahip olduğu sabit
olan Türk vatandaşlarını ayrıca herhangi bir izin belgesine
ihtiyaç bulunmadan istihdam edebileceklerine dikkat çekmiştir. Divan, son
olarak idari makamlar veya mahkemelere intikal etmiş taleplere
ilişkin işlemlerin sonuçlandırılmasına kadar geçen
süre içinde kişilere Ortaklık Hukukundan kaynaklanan
haklarının tanınması hususunda ulusal mahkemelerin yetkili
olduğunu belirtmiştir.
Yukarıda
belirtilen mülahazaları doğrultusunda Divan, Safet Eyüp
Davasında metni aşağıda verilen nihai kararı
almıştır:
İşbu davadaki davacıya benzer şekilde, bir Üye Ülkenin
yasal istihdam piyasasına dahil olmuş bir Türk işçisinin
eşi olarak aile birleştirmesi kapsamında o Ülkeye gelen ve Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu
arasında sonuçlandırılan Ortaklık Anlaşması ile
oluşturulan Ortaklık Konseyinin, ortaklığın
geliştirilmesi çerçevesinde 19 Eylül 1980 tarihinde almış olduğu
1/80 sayılı Kararın 7(1). Maddesinin 1. bendinde öngörülen 3
yıllık sürenin dolmasından önce eşinden
ayrılmasına rağmen aynı kişiyle daha sonra yeniden
nikahlanıncaya kadar birlikte yaşamayı kesintisiz sürdüren
kişi bu Madde kapsamında hak
sahibidir. Bu durumdaki bir Türk vatandaşı mezkur madde
bakımından, sözkonusu Ülkede yasal statüde ikamet eden bir kişi
olarak kabul edilir ve bu haktan doğrudan yararlanarak 3 yıllık
sürenin dolmasını takiben her türlü iş arzını
cevaplandırabilir, 5 yıllık süre sonunda ise serbestçe
dilediği her türlü ücretli işe serbestçe girme hakkına sahip olur.
Bu Karar, nikahsız olarak birlikte olan vatandaşlarımızın da birlikte yaşaması halinde bu süreleri resmi beraberlik olarak değerlendirilebileceğini ve 7. madde bakımından esas olan kriterin resmi nikahtan ziyade kesintisiz birlikte yaşama olduğunu ortaya koymaktadır. Ortaklık Hukukundan kaynaklanan hakların herhangi ilave bir izin belgesini gerektirmeksizin kullanılabileceği bu Karar vesilesi ile bir kez daha vurgulanmış bulunmaktadır.